Sevr Antlaşması ile Lozan Antlaşması arasında azınlık kavramının tanımı, kapsamı ve azınlık haklarına dair farklı yaklaşımlar görülmektedir. Bu iki antlaşmanın azınlıklara dair hükümleri göz önüne alınarak yapılan bir karşılaştırması aşağıdadır:
- Sevr Antlaşması’nda azınlıklar; soy, dil, din azınlıkları tabiri kullanılarak tanımlanır. Lozan’da ise azınlıklar yalnızca gayrı-Müslimler olarak tanımlanır. Yani Sevr’e Aleviler ve Kürtler gibi etnik ve mezhepsel gruplar girerken Lozan’da yalnızca Rumlar, Ermeniler ve Yahudilere azınlık statüsü tanınır. Aslında Süryani ve Keldaniler gibi gruplar da Lozan’dan faydalanabilecek statüdedirler ancak Cumhuriyet döneminde yasal düzenlemeler ve uygulamalar yalnızca Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler dikkate alınarak gerçekleştirilmiştir.
- Her iki antlaşmaya da azınlıklara dair hükümlerin hiçbir yasa, yönetmelik veya buyrukla ortadan kaldırılamayacağı ilan edilerek başlanmıştır.
- Sevr’de de Lozan’da da bazı maddelerde azınlıklara tanınan klasik haklara vurgu yapılmıştır. Hatta bazı bölümlerde tanımlamalar neredeyse kelimesi kelimesine aynıdır.
- Sevr de Lozan da Türkiye uyruklu herkese negatif haklar getirmektedir. Buna ek olarak Lozan’da azınlıklara pozitif haklar da verilmiş ancak bu haklar uygulanmamıştır (madde 40 ve madde 42)
- Sevr Antlaşması’nda Ermeni meselesine çok geniş yer ayrılmıştır. Osmanlı yönetimi terör uygulamakla suçlanmış ve Ermenilerin tehcir sonrası geri dönüşleri ve temel hakları üzerinde özellikle durulmuştur. Lozan Antlaşması’nda Ermeni meselesine dair bir madde yoktur.
- Sevr’de nüfus mübadelesi “gönüllü göç” olarak tanımlanırken Lozan’da zorunlu tutulmuştur.
- Sevr’de soy azınlıklarının orantılı temsil ilkesine dayalı bir seçim sistemi oluşturulması kararı alınmıştır ancak Lozan’da buna dair hüküm yoktur.
- Sevr Antlaşması’nda Osmanlı uyruklarının gerek özel gerekse ticaret ilişkilerinde; din, basın ya da her çeşit yayın konularıyla açık toplantılarında dilediği dili kullanabileceği belirtilmiştir. Bu ilke Lozan’da da yer almıştır.
- Sevr ile azınlıklara mahkemelerde kendi dillerini sözlü ve yazılı olarak kullanmaları hakkı yer almıştır. Lozan’da da bu hak vardır ancak söz konusu hak yalnızca sözlü iletişim için geçerlidir. Mahkemelerde Türkçe dışında yazılı evrak kullanılamayacaktır.
- Sevr Antlaşması’na göre Osmanlı Devleti yabancı ülkelerdeki okullardan alınan diplomaların denkliğini kabul edecektir. Lozan’da bu konuya değinilmemiştir.
- Sevr’e göre azınlıklar kendi okullarını kurabilecek, yönetebilecek ve denetleyebilecektir. Osmanlı yönetimi hiçbir müdahalede bulunamayacaktır. Lozan’da ise azınlık okullarının açılmasına olanak verilmiş ancak okullar devletin müdahalesine açık tutulmuştur. Ayrıca Sevr’de okul ve kiliselere özerklik verilirken Lozan’da buna değinilmemiştir.
- Sevr’de anlaşma hükümlerinin garantörlüğünü müttefik devletler üstlenmişlerdir. Bu konuda Müttefikler, Milletler Cemiyeti ile işbirliği içinde hareket edeceklerdir. Lozan’da ise anlaşmazlık halinde karar Uluslararası Daimi Adalet Divanı’na bırakılacaktır.
- Sevr Antlaşması’nda sıklıkla Osmanlı Devleti’nin iradesiyle ilgili olarak “Osmanlı Hükümeti bu koşulu şimdiden kabul ettiğini bildirir” ifadesi geçmektedir. Lozan Antlaşması’nda bu yenik ve teslimiyetçi ifade yer almamıştır.
- Lozan’da Sevr’den farklı olarak Yunanistan’la ilgili azınlık konularında bir çeşit “karşılıklılık” ilkesi kabul edilmiştir. Buna göre Türkiye’deki gayrı-Müslimlerin yararlandıkları hakların tamamından Yunanistan’da yaşayan Müslümanlar da aynen yararlanacaklardır.
- Son olarak Lozan Antlaşması’nda Sevr Antlaşması’ndan farklı olarak gayrı-Müslim okullarında Türkçe öğreniminin zorunlu tutulabileceği maddesi yer almıştır.
SONUÇ
- Sevr Antlaşması ile Lozan Antlaşması arasında temel bir mantalite farkı vardır. Bunun sebebi Sevr’in yenik bir devlet tarafından, Lozan’ın ise galip bir devlet tarafından imzalanmasıdır. Nitekim her iki antlaşmanın imzalanmasından önceki görüşmelerde Avrupalı devletler aynı dayatmalarda bulunmuşlar ancak Osmanlı heyeti ile Türkiye heyetinin imzaladıkları metinler farklı olmuşlardır.
- Sevr Antlaşması da Lozan Antlaşması da azınlıklara temel haklarını verir. Yalnız Sevr’de Batılı devletlerin Osmanlı’nın içişlerine karışması için her türlü imkân verilir. Lozan’da ise dış müdahalelerin önü tıkanmak istenmiştir.
- Sevr’de Osmanlı’nın sömürgeleşme sürecinin nihai izleri görünürken Lozan’da Türkiye milli bağımsızlığını korumaya çalışır. Devletin hâkimiyet ve iradesi sağlama alınır. Ayrıca antlaşma maddeleri homojen bir Türk toplumu yaratma çabalarının izlerini taşır.
- Sevr’de Lozan’a göre azınlıklara çok daha geniş haklar verilmiştir. Hem azınlık tanımı hem de hakların kapsamı geniş tutulmuştur. Bunun yanında Sevr’i dayatan devletler, söz konusu antlaşmadaki azınlık haklarını kendi ülkelerinde uygulamamakla ve ikiyüzlü davranmakla suçlanmışlardır.
- Sevr Antlaşması hiçbir zaman uygulanamamıştır. Lozan ise Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli olarak nitelendirilir. Ancak Lozan’ın bazı maddelerinin tam olarak uygulanmadığı iddia edilmektedir. Buna göre gayrı-Müslimlerin kendi dillerini kullanmaları, anadillerinde gazete ve dergi yayınlamaları yönünde yakın zamana kadar önemli engeller çıkarılmıştır. Avrupa Birliği süreci içinde bu kısıtlamalar aşılabilse de yine Lozan’da ayrımcılığı yasaklayan maddeler bugün bile toplumsal yaşamın şartları içinde tam olarak hayata geçirilememektedir.
- Daha önce de belirtildiği gibi Sevr Antlaşması’nda azınlıklar soy, dil, din azınlıkları olarak adlandırılmıştır. Lozan Antlaşması’nda ise gayrı-Müslimler tabiri yer alır. Bu doğrultuda Aleviler ve Kürtler gibi kalabalık mezhepsel ve etnik gruplar azınlık haklarından mahrum kalmışlardır. Bu durum son yıllarda yeniden gündeme gelmiş ve Avrupa Birliği sürecinde “vatandaşlık”, “etnisite”, “anadilde eğitim” gibi kavramlar üzerindeki tartışmalar yoğunlaşmıştır.
- Sevr Antlaşması ve Lozan Antlaşması farklı tarihsel şartların ve farklı siyasal iradelerin yarattığı farklı metinlerdir. Buna karşılık ortak noktaları, üzerlerinde yapılan tartışmaların, başta azınlık hakları olmak üzerine, bugün bile devam etmekte olmasıdır.