Dünya üzerinde yaklaşık yüz yıldır hava yolu büyük bir faaliyet göstermektedir. İnsanlık için zamandan tasarruf etmek ve çok uzak kıtalara dahi seyahati mümkün kılmak açısından büyük bir avantaj durumundadır. Tarih içerisinde başlangıçta –çoğu araçta olduğu gibi- askeri amaçlarla kullanılmış olan tayyareler (hava yolu araçları), sonradan lüks de olsa ulaşım amaçlı kullanılmış ve günümüzde ise herkesin aktif bir şekilde seyahat ettiği araçlar haline gelmiştir.
WRIGHT KARDEŞLER VE LILIENTHAL
Amerika Birleşik Devletleri/Ohio’da yaşayan Wilbur Wright ve Orville Wright adında iki kardeş, 1899 yılında gökyüzüne bakarken ilginç bir fikir ile dünyanın kaderini değiştireceklerdi. Kuşların uçuşunu seyre dalan kardeşler bir anda bir düşünceyi aralarında tartışıyor hale gelmişler ve “kuşların nasıl uçtuklarını” konuşmuşlardı. Bunun ardından kuşların uçuşunu en ince ayrıntısına kadar, sistematik bir şekilde araştırmaya başladılar. Bu alanda neredeyse hiç eser veya çalışma bulamayan kardeşler, yalnızca Berlin’de planörle uçuş denemesi yapan ve dikkatli bir şekilde bu konuyu araştıran Alman bir mühendis, Otto Lilienthal’in çalışmalarını buldular.
Lilienthal, bu konuda çalışan diğer bilim adamları ve hatta ressam Leonardo Da Vinci gibi, planörün kuşa benzemesinden dolayı “kuşta var olan kanat çırpma” eyleminin planörde de olması gerektiği hatasına düşmedi. Uçan bir motorlu uçak havayla temas edeceğinden, bu uçağın sabit bir kanadının olması gerektiğini belirtti.
Bilim ve Merak Sevdası
Wright kardeşler liseden sonra eğitimlerine devam etmemelerine karşın yine de bilimsel anlamda çalışmalarını hava yolu üzerine yoğunlaştırmışlar ve yaptıkları onlarca deney sayesinde bu alanda yetkin ve kapsayıcı bilgi birikimi edinmişlerdir. Nihayet yaptıkları bu deneylerin sonucunda, 17 Aralık 1903’te, North Carolina’da, kardeşlerden Orville’in pilotluğunu yaptığı, dünyanın ilk uçağı yapıldı ve insanlık yeni bir icada “merhaba” dedi.