Ihlara Vadisi, Dünya’nın ikinci büyük kanyonu olarak bilinmektedir. Tam anlamıyla Kapadokya’nın doğa harikasıdır. Tarihi kaynaklara bakıldığında Ihlara Vadisi’nin adı “Peristremma” olarak geçmektedir. Vadinin içerisinden Melendiz Çayı geçmektedir.
Ihlara Vadisi Nasıl Oluştu?
Ihlara Vadisinin oluşumunda ilk olarak, tektonik yükselmeler görülmüş sonrasında ise Hasandağı volkanının püskürmesi ile çöküntüye uğrayan bir alan meydana gelmiştir. Bu alan üzerinden Melendiz Çayı akmaktadır. Melendiz Çayının binlerce yıl bu alanı aşındırması sonucuyla Ihlara Vadisi oluşmuştur.
Melendiz Çayı, Ihlara Vadisi boyunca akmaktadır. Vadi boyunca görkemli ve hayranlık uyandıran bir güzelliği göz önüne sermektedir. Melendiz Çayı vadi boyunca 30’a yakın menderes çizmektedir. Akışı boyunca dağlardan aldığı küçük akarsu kaynaklarını birleştirerek güneydoğu-kuzeybatı yönünde akar ve Mamasın Barajına ulaşır.
Ihlara Vadisi’nin Doğası Nasıldır?
Duvar gibi dik, derin ve dar vadinin arasında akan suyun kenarları bağlar ve bahçelerden oluşmaktadır. Dolayısıyla çevrede yoğun bir yeşillik alan hakimdir. Vadi çevresinde bozkır görünümünü andıran cılız bir bitki örtüsü hakimiyeti vardır. Akdeniz iklimine yakın bir iklim görülmektedir.
Ihlara Vadisi boyunca kayalar içerisine oyulmuş freskli kiliseler bulunmaktadır. Hristiyanlığın ilk yıllarından itibaren meydana gelmeye başlamıştır. Freskli kiliseler ve iskan yerleri 14 kilometre boyunca devam etmektedir. Bu kiliselerden 14 tanesi günümüze kadar gelebilmiş, 10 tanesi ise halen canlılığını sürdürmektedir. Freskli kilisilerinin tarihteki hikayeleri 6. yüzyıla kadar gitmektedir.
Ihlara Vadisinde Gezilecek Yerler Nelerdir?
Eğritaş Kilisesi: Vadide bulunan en eski yapılardan biridir. Büyük bir tapınak şeklinde inşsa edilen kilisenin Hz.Meryem’e ithaf edildiği iddia edilmektedir.
Kokar Kilisesi: Haç planlı bir kilisedir. İçerisinde 2 tane mezar odası bulundurmaktadır.
Pürenli Seki Kilisesi: 10. yüzyılda inşa edilmiştir ve 4 adet bölümü bulunmaktadır. Kilisenin adı ise çevresindeki Püren ağaçlarından gelmektedir.
Daniel Kilisesi: Haç planlı bir kilisedir ve kubbeli bir yapıya sahiptir.
Sümbüllü Kilise: Bölge de çok sayıda sümbül yetiştiği için adını çevredeki sümbüllerden almaktadır. Günümüzde kiliseye girebilmek için dar bir pencereden geçmek gerekmektedir.
Yılanlı Kilise: 9. yüzyılda yapılan girişi yıkıma uğradığı için günümüzde kilise girişi farklı bir yönüne alınmıştır.