Çok eski ve zengin bir tarihe sahip olan Türklerin, gizmeli yeraltı kavimlerle ilgisi olabileceğini iddia etsek çoğu kişi inanmaz. Ancak yapılan araştırmalara ve dünya halklarının efsanelerine, inançlarına bakılırsa, Türklerin köken olarak Sirrus (8.6 ışık yılı mesafesinde olan yıldız) ile olan ilişkisi görülmektedir. Yazımızda tüm bunlar hakkında bilgi verecek ve Aydınlık, Karanlık güçlerin bilinmeyen yer altı merkezleri olan Agarta ve Şamballa’dan bahsedeceğiz.
Atlantis’in Çöküşü
Kozmik kökenli bilgilerin Atlantis’e Mu kültüründen geçtiği bilinmektedir. Efsaneye göre, Mu kültüründen gelen bilgiler sayesinde Atlantis’te bu kozmik bilgileri kötü amaçla kullanan Karanlık güçler, buraya zarar vermeye başladılar ve sonuç olarak Mu ve Atlantis kıtalarının atmosfer ve fiziki dengeleri giderek bozuldu. Aydınlık ve Karanlık güçler arasında çıkan savaş, Karanlığın zaferi ile sonuçlansa da, bu durum Atlantis’teki dengeleri iyice bozduğu için kıtada tufanların yaşanmasına getirdi ve iki kıta da su altına gömüldü. İki kıtanın da sular altına gömülmesi ile her iki grup çevre kıtalara göç etmeye başladılar ve iki ayrı alt merkez kurdular. Aydınlık gücün kurduğu merkez Agarta, Karanlık gücün kurduğu merkez ise Şambala adını aldı.
İki Büyük Güç: Agarta ve Şambala
“İç Dünya Teorisi”ne bakılırsa yaşadığımız dış dünyada bulunan mağaralar ve geçitler, bizi İç Dünya’ya ulaştırabilir. Teorilere göre, iç dünyanın da dış dünya gibi ırmakları denizleri bulunmaktadır. Times Dergisi, 1993 senesinde İzlanda’da Yeraltı Kıta’nın olduğunu öne sürmüştür. Özellikle kutuplara ait fotoğraflara bakıldığında kutup bölgelerinde siyah açıklıkların olduğu gözlemlenmiş ve bu da kafalarda “İç Dünya’ya geçiş var mı?” sorusuna neden olmuştur. Sürülen iddialara göre, İzlanda’nın Snaefell jökull kraterinde böyle bir geçiş bulunmaktadır. Bu yeraltı kentlerinden biri olan Şambala, söylentilere göre karlı dağlarla çevrelenmiştir. İnanılmaz güzellikte olan Şambala, bir “Pırlanta Sarayı” olarak nitelendirilir. Pırlanta Sarayı’nda bulunan Sihirli Ayna, uzaklardaki olayları izlemeye olanak sağlar. Budizme göre ise Şambala’nın Himalaylarda olduğu söylenmektedir. 96 prensliği bulunan saklı ülke, manastıra budistlerine göre yer yüzünde bulunmaktadır. Ancak halk budizm bunun aksini düşünür.
Himalayaların kuzeyinde bulunan Hindikuş Dağları’nın altında, yeraltı yerleşik kentlerin olduğu uzun yıllardır dolaşan efsaneler arasında. Şambala’dan sonra, Agarta kenti olarak bilinen bu kent, birçok mitolojik kayıtlarda “Yeraltı Cenneti” olarak aktarılmaktadır. Ezotorik bilgilere göre ise bu Yeraltı Cenneti’ nde dünya ile nadiren iletişim kuran “Altın İnsan Irkı” bulunmaktadır. Bu kişiler, zaman zaman tuneller aracılığı ile dış dünyaya çıkar ve bazı insanları özel eğitim amacı ile yanlarına alırlar. Özellikle İç Moğolistan’da bununla ilgili birçok efsane mevcuttur. Örneğin bir Moğol efsanesine göre, bu tuneller, Afganistan bölgesinde Hindikuş Dağları’nda yer almaktadır. Efsaneye göre bu kentin adı Agharta olarak bilinmekte ve bu yeraltı uygarlığı, diğer yeraltı uygarlıklar ile iletişim halinde olmaktadir. Agarta’da hükümdar Brahitma olarak geçmektedir ve Brahitma’nın gelecekten sorumlu olan Mahinga ve geçmişten sorumlu olan Mahinga adında iki yardımcısı bulunmaktadır. Agarta’nın yeryüzüne gönderdiği bilgelerinden biri de Appolon olarak bilinmektedir. Aynı zamanda, Hint efsanelerinde yer alan Rama’nın da Agarta’dan uçan bir araçla geldiğine inanılmaktadır. Yine, Amerika yerlilerinin efsanevi önderi olan Quetzalcoalt’ın da uçarak geldiğine inanılır. Mısır’da bulunan Gize Pramidi altında da yerlatı dünyası olduğu varsayılır.
Tengri ve Sirius Yıldızı
Eski türk tarihine bakıldığında kurdun Tengri yani Tanrı’nın elçisi olduğuna inanıldığını ve türklerin “kutsal kurt” simgesini benimsediklerini görmek mümkündür. Aynı zamanda, dünya üzerinde birçok toplumun da kurt simgesini benimsediklerini ve bu nedenle kurdun evrensel bir simge olduğunu söyleyebiliriz. Ezoterik sırlara sahip olduğu bilinen Dogonlar’dan bahsedecek olursak, Dogonların Sirius B yıldızından uzay gemisi ile gelen mitolojik varlıkların devamı olduğuna inanılmaktadır. İşin ilginç tarafı, Sirius B yıldızının simgesi “kurt başı” olarak bilinmektedir. Türklerin Gök Kurt’u ataları olarak görmeleri ile Dogonların mitoloji atalarının kurt olması ortada büyük bir benzerliğin ve paralelliğin olduğunu göstermektedir.
Karaman-Konya-Akşehir Üçgeninin Gizemi
Dünyanın enerji bakımından en yoğun alanının Anadolu Toprakları’nda olduğu düşünülürse, dünyaya yön verebilecek nitelikte olan gücün, Karaman-Konya-Akşehir üçgeninden yayılarak insanları farklı zaman boyutuna taşıyacağı söylenmektedir. Yerin altında yaşayan etten ve kemikten insanla aynı benzerlikte varlıklar olarak nitelendirilen ve insanların dünyasından iki milyon yıl daha ileri bir zamanda güneşi Sirius olan bu güç, Agarta’dır.
Petrus Vesconte tarafından 1311 yılında hazırlanmış olan harita incelendiğinde Karaman-Konya-Akşehir üçgeninin sırrı çözülmektedir. Bu harita sayesinde, ley hatları ve rüzgargüllerinin oluşturduğu iki daire merkezinin bir noktada birleştiği görülür. Bu daire alanları içinde insiyatik merkez yer alır. Petrus Vesconete’nin birleştirdiği dairelerden birinin yukarı kısmı Troya bölgesini, aşağı kısmı ise Efes’i göstermektedir. Aynı zamanda, harita aracılığı ile Nemrut, Troya ve Gize noktaları birleşitirildiğinde ortaya eşkenar üçgen de çıkmaktadır. Bu eşkenar üçgenin geçitiği noktalar, Anadolu’nun birçok noktalarına denk gelmektedir. Üçgenin kenarlarının geçtiği noktalar ise Karaman, Konya ve Akşehir şeklindedir. Yapılan araştırmalara göre, insiyatik merkezler, eski zamanlarda da mistik kehanet merkezleri olmuşlardır. Ve günümüzde insiyatik merkezin bu noktaları kapsamasının tesadüf eseri olması beklenemez.