Amerika’nın İsrail Büyükelçiliği’ni Telaviv’den Kudüs’e taşıması, yaşanan olaylar ve İslam ülkelerinin tepkisi ile Kudüs bir kez daha en önemli konu haline geldi. Türkiye’nin de büyük tepki gösterdiği olaylarda onlarca kişi hayatını kaybetti. Kudüs’ün İslam Coğrafyası için en önemli kutsal topraklardan biri olduğunu biliyoruz. Dünyanın en eski yerleşim kentlerinden biridir diyebiliriz. Kutsal bir şehir olmasından dolayı pek çok savaş yaşamıştır. 1517 yılından 1917 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu kontrolünde olan bir şehirdi. Özellikle Doğu Kudüs İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik için kutsal sayılmaktadır. Müslümanlar için Mescid-i Aksa ve Kubbet’üs gibi önemli kutsal alanlar Doğu Kudüs’te yer almaktadır. İsrail 1980 yılından burayı başkent ilan etmişti. O tarihten sonra ilk tanıyan ülke ABD oldu.
Türkiye’de Protesto
Son dönemde yaşanan olaylara Türkiye’den büyük tepkiler geldi. Devlet yönetimi en üst kademeden kınama mesajlarını yayınladı. ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve büyükelçiliğini Telaviv’den Kudüs’e taşımasına toplumun her kesiminden tepkiler geldi. Türkiye’nin önderliğinde geçtiğimiz Cuma günü İslam İşbirliği Toplantısı yapıldı. Bunun yanında Yenikapı’da büyük bir protesto eylemi gerçekleştirildi. Sosyal medya organlarından da milyonlarca kişi tepkilerini dile getirdi. Yaşanan bu tarz gerilimlerden sonra ortaya çıkan kola içmeyin, Yahudi mallarını boykot edin gibi çağrılar da yine başlamış oldu. Kola Fantayla boykot yapılmaz diye düşünen de pek çok insan var. Bu noktada yapılan çağrılar günlük çağrılar olarak kalmakta ve çok etkili sonuçlar vermemektedir.
Türkiye Fen ve Bilime Odaklanmalı!
Türkiye’nin kola fanta protestoları yerine fen ve bilime odaklanmasının önemine vurgu yapmak istiyoruz. Fen ve bilimde ilerlememiz ve de bununla birlikte güçlü bir ülke konumuna geçmemiz gerektiğini belirtmemizde fayda görüyoruz. Özellikle Amerika gibi hem ekonomik, hem de asgari anlamda büyük bir güç haline gelen ülkelere karşı kola fanta protestolarının hiçbir sonuç vermeyeceğini unutmamamız şart. Bunun yerine hem eğitim, hem de üretim anlamda fen ve bilime odaklanmamız gerekmektedir.
Türkiye potansiyel olarak çok büyük bir yapıdadır. Genç nüfus bakımından Avrupa’nın ilk ülkelerinden biri durumundayız. Gençlerimizi iyi yetiştirmek, fen ve bilime yönlendirmemiz çok önemli. Sanayi ve üretimde katma değeri daha fazla olan ürünleri üretmek güçlü bir Türkiye için olmazsa olmaz bir durumdadır. Büyüyen ve güçlenen bir Türkiye yaşanan bu tarz gerilimler karşısında daha sert tepki ve yaptırımlar uygulayabilecektir. Özellikle dışa bağımlı olan yapımızdan kaynaklı olarak pek çok konuda elimiz ayağımız bağlı kalıyor. Gneçlerimizi iyi bir şekilde yetiştirmemiz, onları katma değerli meslekle yönlendirmemiz, Ar-Ge ve bilim merkezlerine önem vermemiz bu anlamda ülkemiz için çok büyük faydalar getirecektir.
Hem devlet, hem de millet olarak bu noktada herkese büyük görevler düşüyor. Bilimde kendini yetiştirmiş bi rgenç nesil ülke ve devlet ekonomisine de büyük katkı sağlayacaktır. Ekonomik anlamda büyüyen bir Türkiye ise askeri ve siyasi anlamda da çok daha farklı bir noktaya ulaşacaktır. Toplumun bu konuda daha fazla bilinçlenmesi, çocuklarını iyi bir şekilde eğitmesi, onları doğru yönlendirmesi ve devletin de bu konuda daha fazla imkanlar sunmasının önemi çok fazladır. Bu çerçevede hareket edilmesi halinde hem devletin, hem de vatandaşların çok daha iyi yerlere gelmesi kaçınılmaz. Özellkle Türk ve İslam ülkelerine yapılan bu tür yaptırımlar karşısında da güçlü bir Türkiye çok daha sert eylemlerde bulunabilecketir. Fen ve bilim konusuna önem vermiş ve bireyleri bu alanda iyi yetiştirmiş devletlerin çok daha güçlü olduklarını unutmamamız gerekiyor.