Pers İmparatorluğu dünyanın ilk imparatorluklarından biridir. 200 yıldan uzun bir süre boyunca bir güç merkezi olan bu devlet, kendinden sonraki çok uluslu imparatorlukların da öncüsüdür.
Pers İmparatorluğu, koyun, keçi ve sığır yetiştiren yarı göçebe kabilelerin oluşturduğu bir konfederasyon olarak kuruldu. Klan liderlerinden Büyük Kiros, başta Medya, Lidya ve Babil olmak üzere yakın coğrafyalardaki krallıkları tek tek feth ederek MÖ 550 civarlarında Pers İmparatorluğunu kurdu. Büyük Kiros Akhaemenid klanından olduğu için bu devlet zaman zaman Akhaemenid İmparatorluğu olarak da adlandırılır.
Büyük Kiros
Kiros’un annesi Med Kralı Astiages’in kızıydı. Yine de Kiros, Medleri yenerek İran’a hakim olmuştu. Buna rağmen Kiros’un Astiages’in torunu olması tahta hak iddia etmesini ve hükümdarlığının meşruluk kazanmasına kolaylaştırmış olabilir.
İmparator unvanı alan Kiros çok geniş bir coğrafyanın hükümdarı olmuştu. Ancak bu kadar büyük bir imparatorluğu bir arada tutmak çok zordu. İmparatorluğa bağlığı tartışmalı ve kültürel açıdan birbirine uzak sayısız halk onun tebası olarak birlikte yaşıyordu. Kiros MÖ 539’da Dicle’nin kuzeydoğusundak kabilelerle savaşırken ölünce tüm bu huzursuzluk gün yüzüne çıktı.
Kiros oğlu ve varisi Kambises, babasının ani ölümü üzerine sefer sırasında tahta geçti. Bu esnada Kiros’un ölümü imparatorlukta duyuldu. Kambises, sefere devam ederek Mısır’ı Pers topraklarına kattı. Yeni imparator Mısır’dayken Medyalı bir rahip isyan çıkardı. Kambises isyanı bastırmak için geri dönerken akrabası olan bir general tarafından öldürüldü. Bu generalin adı Darius’tu ve kendini imparator ilan etti.
I.Darius Dönemi
Hem Selefini öldürerek tahta geçen yeni imparatordan memnun olmayanlar hem de en başından Perslere kin duyanlar imparatorluğun her yerinde ayaklanma çıkardılar. Ama Darius güçlü ordusu ile isyanları bastırıp imparatorlukta düzeni yeniden tahsis etti.
Dairus imparatorlukta düzenin ancak merkezileşme ve teşkilatlanma ile mümkün olduğunu görmüştü. Aksi halde Kiros’un ölümünden sonra olanlar tekrarlanırdı. İmparatorluğu 20 eyalete (satraplık) ayırdı. Bu eyaletleri merkez tarafından atanacak valiler (satraplar) yönetecekti. Valilerin kendisine karşı isyan etmesini engellemek için de eyaletlere direk kendisine bağlı birer askeri komutan atamaya karar verdi. Darius bu sistemi kurarken Asur İmparatorluğu’nun yönetim sistemini örnek aldı. Sadece vergi ödemesi ile ilgili ufak farklar vardı. Ticareti geliştirmek için ortak bir para birimi geliştirdi.
Darius eyaletlerden gelen vergileri donanma inşası ve kamu projelerinde kullandı. Sulama kanalları ve yollar inşa ettirdi. Darius’un en önemli projesi impartorluk başkentinin inşasıydı. İmparatorluğun en ünlü mimarlarını getirterek Persepolis Şehri’ni kurdu.
Darius, Kiros’un uzaktan akrabasıydı, üstelik onun oğlunu da öldürmüştü. Kiros’un mirası ve Achaemenid klanı ile ilişkileri belirsizdir. Saltanatına bakıldığında onun mirasını devam ettimektense yeni bir yönetim kurmayı denediği söylenebilir. Kendisini çok daha yükseğe koyacak “Krallar Kralı” unvanını almıştır.
Sonraki yıllarda Darius, Akdeniz’deki sorunlarla uğraşmak zorunda kaldı. MÖ 499 İyonya’da Yunan ayaklanması çıktı. İsyanı bastıran Darius filosu isyancıları destekleyen Atinalıları cezalandırmaya karar verdi. Ancak Darius, orduyu finanse etmek için toplanan vergiler Mısır’ın da dahil olduğu çeşitli eyaletlerde huzursuzluk yarattı. Üstelik Darius’un Atina ve Eretria saldırmakla görevlendirdi filo fırtana nedeniyle hasar gördü ve sefer ertelenmek zorunda kaldı. Darius’un gönderdiği ikinci kuvvet ise Maraton Savaşı’nda yenildi. Darius üçüncü seferi de planlıyordu ama Mısır’da ayaklanma çıkması ile ertelemek zorunda kaldı. Darius MÖ 486 de sefer hazırlıklarını tamamlayamadan öldü.
Xerxes Dönemi
Darius’un oğlu Xerxes tahta çıktığında iki önemli sorunla yüzleşmek zorundaydı: Mısır İsyanı ve Yunan sorunu. Ordu ve sefer hazırlıklarının maaliyeti nedeniyle vergileri arttırdı ki bu durum daha fazla soruna neden oldu. MÖ 482’de Babil’de isyan çıktı.Bunu üzerine Xerxes, şehri tahrip etti ve Babil’in büyüklüğü de tarihe karışmış oldu.
Babil’in yağmalanması ile Xerxes ihtiyacı olan altını alarak Yunanistan üzerine yürüdü. Ancak bir kez daha kötü hava Pers ordusunu vurdu. Fırtına Xerxes’in filosunu tahrip etti. Karaya çıktıktan sonra Thermopylae’de Spartalıların direnişiyle karşılaştılar. İkinci gece Yunanlı ihanet edip Pers askerlerine rehberlik etmesi üzerine Kral Leonidas Spartalı ve Thebaili askerlerin çoğu öldürüldü. Bu süre zarfında Yunan ve Pers filoları da karşı karşıya geldi. İki tarafta çok kayıp vermekle birlikte üstünlük sağlayamadılar.
Xerxes, ordusu ve kendisine katılan Yunanlılarla birlikte güneye yürüdü. Tahliye edilmiş olan Atina’ya girdi ve şehri yaktı. Daha sonra Pers ve Yunan donanması bir kez daha karşı karşıya geldi. Yunan tarafı bu savaşta üstünlük sağlamayı başardı. Pers donanması savaştan sonra doğu limanlarına doğru geri çekildi. Bu tarihten sonra, Xerxes büyük ölçüde saray hayatına yönelmiş gözüküyor.
Pers İmparatorluğu’nun Sonu
Xerxes’in son yıllarından itibaren Pers imparatorularının zenginlik ve içinde yaşadığı bir dönem başladı. Entrikalar ve saray suikastları giderek arttı. Yine de Kiros ve Darius oldukça iyi teşkiletlanmış bir devlet kurmuşladı. İmparatorluk gücünü bir süre daha muhaza etti.
MÖ 300’lü yıllara gelindiğinde satrapların güç mücadeleri, artan vergiler ve prensler arası mücadele Pers İmparator’luğunun başlıca sorunlarıydı. MÖ 330’de Büyük İskender’in orduları impartorluğu işgal etti. Büyük İskender son Pers İmpartorunun kızıyla evlenerek impartorluk geleneğini belirli ölçüde devam ettirmeye çalıştı. Ama İskender’in ölümünden sonra karısı da oğlu da öldürüldü. Hem Pers toprakları hem de feth ettiği diğer topraklar generalleri tarafından paylaşıldı.