Oruç, günün belirli bir zaman diliminden yani imsak vaktinden başlayıp akşam ezanı okunana kadar geçen süre içerisinde insanların yemeden, içmeden kesilmesi ve cinsel faaliyetlerden uzak durmasıdır. Kişi, bir önceki geceden yani sahur dediğimiz vakitte yeme içmesi imsak girene kadar devam eder ve imsak vaktinin germesiyle de o günü oruçlu geçirmeye niyetlenir. Niyet eden kişi imsak vaktinden akşam ezanına kadar tüm bedenine oruç tutturur.
Oruç denince ilk akla gelen ay on bir ayın sultanı Ramazan ayı gelir. Bu ayda dünyanın her yerinde Müslümanlar tarafından oruç tutulur. Bu süre o yılın takvimine göre 29 veya 30 gün süreyle devam eder. Bir günlük oruç süresi kış aylarında oldukça kısa sürerken yaz aylarında tutulan oruç zaman dilimi çok uzun olabilmektedir. Ayrıca yaz ayının sıcaklığı da göz önüne alındığında yaz aylarında tutulan orucun daha zor geçtiği söylenebilir.
İnsan vücudu ‘’oruçlu’’ olduğunun farkına ancak, kişinin yediği son yemeğinden yaklaşık olarak sekiz saat sonra anlayabiliyor. Yani daha açık bir ifadeyle bağırsaklar son yenen yemekte alınmış olunan besinlerin sindirilmesi tamamen sekiz saat sonra olmaktadır. Bu sekiz saat sonrasında ise insan vücudu, enerji gereksinimini giderebilmek için karaciğerde ve kaslarda bulunan glükoza yönelerek oradan gideriyor. Glükoz tüketildikten sonra diğer enerji noktası olan vücuttaki yağlar hedef oluyor ve yağlardan enerji sağlanmış oluyor.
Yapılan araştırmalara göre yağların yakılması da insanın kilo vermesine, kolesterol derecesini düşürmesine ve diyabete yakalanma olasılığını azaltmaya yaramaktadır. Diğer yandan, kan şekeri seviyesinin düşmesiyle bedende uyuşukluk hali ve vücutta halsizlik yaşanmaktadır. Daha sonrasında açlık oranın maksimum seviyeye çıktığı vakitlerde de baş ağrısı, ağız kokusu ve mide bulantısı gibi problemlerde ortaya çıkmış oluyor.
Oruçlu geçirilen 3. günden 7. güne kadar geçen sürede sıvı alımına dikkat edilmelidir. Vücut özellikle susuz bırakılmamalıdır. Çünkü terleme yoluyla da bir hayli vücutta sıvı kaybı yaşanmaktadır. Artık bu zaman dilimlerinde insan vücudu oruçlu olmaya alışmaya başlamaktadır. Dengeli bir beslenme ile protein, tuz ve su tarzı yiyeceklerin alınması son derece önemlidir.
Oruçlu geçirilen 8. günden ve 15. güne kadar olan zaman dilimlerinde artık insan vücudu oruca alışmış oluyor. İngiltere’de faaliyet gösteren bir üniversite hastanesinde yapılan araştırmaya göre oruçlu geçirilen söz konusu bu zaman dilimlerin insan vücudunda birçok pozitif etkilerinin olduğunu ifade etmektedirler. Diğer yandan günlük hayatta alınan fazlaca kalorili gıdaların vücudumuzdaki oluşan hastalıkları giderebilmek gibi çok önemli görevleri yerine getiremez olduğunu vurgulamaktadırlar. Fakat oruçlu olunan zamanlarda bu durum dengeleniyor. İnsan bedeni tekrardan yenileniyor ve önemli fonksiyonlarına odaklanırken, mikrop ve enfeksiyonlarla savaşması güç kazanıyor ve nihayetinde hastalıklardan kurtulmak kolaylaşıyor. İyileşme hızlanıyor.
16. günden 30. güne olan kısım artık Ramazan ayının ikinci yarısı olarak kabul edilir. Bu bölümde kalın bağırsak, böbrek ve deride oluşan toksinlerinden kurtulmaya başlamaktadır. Sağlıklı düşünebilme artarken, hafıza ve dikkat kesilme özelliği güçlenmektedir. İnsan enerjisi de artmaktadır. Oruçlu olan insanın basireti açılmaktadır. Aynı zamanda da açlıkta arzular kırılır ve kişi bedenine yapacağı zorlamalara ara vermiş olur ve beden rahatlık bulur. Oruç, ayrıca metabolizmanın hızlanmasına da yardımcı olmaktadır.
Son olarak oruç tutmanın insana faydası çoktur. Adeta vücut yeniden doğmaktadır ve kendini yenilemektedir. Bu zaman dilimlerine doğal yoldan yapılan ‘’detoks zamanı’’ desek de herhalde abartmış olmayız. Oruç, aynı zamanda da kasları korurken kişiye de kilo vermesine yardım eder. ‘’Oruç Sıhhattir’’, “Oruç tutun, sıhhat bulun” gibi cümleler çok doğru ve yerinde sözlerdir. İster inanın ister inanmayın, “az yemek ömür uzatır, çok yaşamayı sağlar.” Çünkü yavaş çalışan metabolizma yaşamı kısaltan önemli bir faktördür. Yukarıda da ifade edildiği gibi oruç metabolizmayı hızlandırarak uzun yaşamanın yolunu size müjdelemiş olur.
