İnsan özel ve güzel bir vücut yapısına sahiptir. İnsan bedeni, adeta özel olarak kurgulanmış nizamlı bir robot gibi çok çeşitli karışık işlevleri aynı anda yerine getirebilmektedir. İnsan vücudunun hayranlık uyandırıcı sistemlerinden birisi de dildir. Dil pek çok tadı algılamada ve vücudumuz için uygun olabilecek besinleri seçmede yardımcı olan bir organdır. Bu organ doğada canlılara sunulmuş yiyeceklerin tadını hissetmekte önemli bir göreve sahiptir. Peki, bu tatlar nasıl hissediliyor? Tatlar hiç hissedilmeseydi ya da az hissedilseydi neler olurdu? Bunun bize ne gibi yan etkileri oluşurdu?
Tat Alma Bozukluğu Nedir?
Tat almak bozukluğunu kavrayabilmek için öncelikle dilin nasıl tat aldığına kısaca değinmek gerekmektedir. Tat alabilmek için farklı bazı unsurların birbiriyle işbirliği içinde çalışması gerekmektedir. Dilin üzerinde tat tomurcukları bulunmaktadır. Bu tomurcuklara ‘’papilla’’ denilmektedir. Dilin üzerinde bulunan bu tomurcuklar dilin belirli bölgelerinde ve algılayabilecekleri yapıda oluşturulmuş tatları algılamaktadırlar. Ağza alınan besin maddeleri tükürük yardımıyla tat tomurcukları tarafından işlenir ve algılanan tat sinirler aracılığıyla beyine iletilir. Tüm bu işbirliği sonucunda tat alma işlemi gerçekleştirilmiş olur. Tat kaybı tüm bu sistem içersinde meydana gelen bir sıkıntı sonucunda oluşmaktadır.
Tat alma bozukluğu nedenleri nelerdir?
Tat alma bozukluğuna pek çok faktör sebep olabilmektedir. Bunlardan bazıları ise şunlardır:
Reflü rahatsızlığının dilde bulunan tat tomurcuklarını zedelemesi, herhangi bir yanık ve darbe gibi travmalar, beyin içerisinde oluşan nörolojik rahatsızlıklar, ameliyat girişimleri sonucu ortaya çıkan travmalar, tat tomurcuklarını etkileyebilecek enfeksiyonlar, alkol sigara gibi madde bağımlılıkları, kullanılan ilaçlar, diyabet, ağız için hijyen sorunları, böbrek yetmezliği, kemoterapi gibi pek çok etken mevcuttur.
Tanısı Nasıl Koyulmaktadır?
Tat alma rahatsızlığın teşhisi için öncelikle kulak burun boğaz doktoruna görünmek gerekmektedir. Görüşmede hastanın hikâyesi alınmakta ve hastaya şu sorular sorulmaktadır: Rahatsızlık ne kadar süredir var, nasıl ortaya çıktı(çarpma, hastalık, ilaç kullanımı vs.), nasıl bir tat alamama sorunu yaşıyor vs. Ön görüşmenin ardından kişi tat testlerine yollanır. Tat alamama rahatsızlığı için net bir teşhis koyulmasını tat testleri sağlamaktadır. Bu testler ile kişinin tat almada ne tür bir rahatsızlığa sahip olduğu teşhis edilmektedir. Dilin üzerine çeşitli şekillerde yerleştirilen içinde tatları barındıran malzemeler ile test yapılır. Bu testler dilin üzerine sıvı olarak uygulanan ya da kâğıt üzerine nüfuz ettirilen küçük tat kâğıtları ile yapılmaktadır. Bu uygulama tat tomurcuklarını test etmede kullanılırken bir de tat almanın nörolojik kısımlarını ölçmek için elektrofizyolojik testler de yapılmaktadır.
Nasıl Tedavi Edilir?
Tedavi aşamasında sağlıklı bir sonuç almak için kişinin tat kaybına sebep olan faktörün çok iyi tespit edilmesi gerekmektedir. Hekim tarafından alınan ayrıntılı hastalık hikâyesi ve yapılan tat testleri sonucunda tat kaybının sebebine ulaşılır. Bu aşamada herkese uygulanabilecek tek bir tedavi yöntemi yoktur. Çünkü bazı hastalar tat kaybına hijyen sorunlarından dolayı yakalanıyor ise bir başka hasta demir eksikliğinden yakalanmış olabilir. Böyle bir durumda hijyen sorunu olan hasta için hijyeni artırıcı öneriler ve ilaçlar verilirken demir eksikliği sorunu olan hasta için demir takviyesi gerçekleştirilir. Sigara alkol gibi madde bağımlılığına bağlı olarak ortaya çıkan bir tat kaybı varsa hasta ile uygun tedavi planı oluşturulup bağımlılık bıraktırılmaya çalışılabilir ya da herhangi bir rahatsızlıktan dolayı kullanılan ilaçtan kaynaklı tat kaybı varsa ilaç değiştirilebilir.
Tat Alma Bozukluğunun Çeşitleri Nelerdir?
Tat alamama çeşitleri bazı türlere ayrılmaktadır bu türlerden bazıları ise şu şekildedir. Aguzi, kişinin tat alma duyusunu tamamen yitirmesi durumudur. Paraguzi, ağza alının besin maddesinin farklı besin veya başka bir madde gibi algılanmasıdır. Kakoguzi, yenilen besinin tadının kötü olarak algılanması durumudur. Fantoguzi, kişi bu rahatsızlıkta olmayan tatları algıladığını söyler. Hipoguzi, tatları algılama kapasitesinde azalma durumudur. Hiperguzi, tatları daha keskin ve fazla algılar. Disguzi, kişinin ağzında kişiyi rahatsız eden tatların oluşudur.
Tat Alma Bozukluğu Nelere Sebep Olur?
Tat alamayan insanlarda tat alamamalarından kaynaklı yiyeceği yemeye teşvik edici görev pasifize olmuştur. Kişi iştah kaybından dolayı kilo kaybı yaşamaktadır. Vücuda gıda girişinde azalma olduğu için kişide vitamin ve mineral eksiklikleri ortaya çıkmaya başlayabilir. Kişi tat alamamasından kaynaklı kendisine alerjisi olan besinleri fark edemediği için vücuda girişine neden olur ve bu da alerjik reaksiyonlara sebep olabilir. Tat kaybı diyabet hastalarında da sorunlara sebep olmaktadır. Kişi tat alamadığı için diyabet hastası ya şekeri fark etmeyecek ya da şeker miktarının az olduğunu düşünüp şeker ilavesi yapıp aslında vücudun ihtiyacının üzerinde ilave yaptığı için vücut reaksiyon gösterecektir. Yenilen yiyeceklerin tatlarını farklı algılayan kişilerin bozulmuş yiyecekleri fark etmeleri güçleşeceği için bu durum gıda zehirlenmelerine sebep olabilmektedir. Bazı hastalar da kilo kaybı yaşayanların aksine kilo alabilir. Yedikleri yiyeceklerden tat alamama ya da az alma sonucu yiyeceklere eklenen tuz, şeker, un gibi maddeler artırılarak farkında olmadan obezite rahatsızlığına sebep olunabilir.
Yukarda hastalık hakkında genel bilgiler verilmiştir.
Bu bir rahatsızlığa yakalandığınızı düşünüyorsanız doktorunuza başvurunuz.