Osmanlı tarihinde önemli dönemler vardır. Tarihte ki bu önemli dönemlerden bir tanesi de şüphesiz ki Lale Devri dönemidir. Lale Devri Osmanlı devletinin tarihinde 1718-1730 yılları arasına adını yazdırmıştır. Dönem olarak tarihçiler arasında farklı fikirler çıkmasına sebep olsa da tarih sayfalarına adını yine de yenilikler dönemi olarak yazdırmayı başarmıştır. Gelişim olarak yavaş giden Osmanlı’ya özellikle kültürel anlamda katkısı oldukça fazla olmuştur. Yurt dışına gidilen geziler ve seyahatler sonrasında kültürel anlamda Avrupa örnek alınmaya başlanmış ve Osmanlı’da kültürel ve düşünsel yapısında değişmeler meydana gelmeye başlamıştır.
Dönemin Padişahı Kimdir?
Lale devrinde önemli devlet adamları padişah III. Ahmet ve Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır.
Bu dönemde fazlaca ıslahat yapılmıştır. Bunlardan başlıcaları;
- Mimari anlamda bir gelişim izlenmiş ve çok sayıda saraylar, köşkler ve lale bahçeleri yapılmıştır.
- İbrahim Müteferrika’nın öncülüğünde ilk devlet matbaası kurulmuştur. Matbaa da şeyhülislamın kararı ile din dışındaki kitaplar basılmış, dini kitaplar yine hattatlar tarafından elle yazılmaya devam edilmiştir.
- Avrupa’ya geçici elçiler gönderilmiş ve Avrupa’nın gelişimi yakından takip edilmiştir.
- Yeniçeriler arasından seçilen bir ekip ile günümüz ismi ile İtfaiyeci bölüğü olan Tulumbacılar ocağı kurulmuştur.
- Avrupa’daki barok mimari üslubu Osmanlıyı da etkilemiş ve Osmanlı mimarisinde barok üslup görülmeye başlanmıştır. Barok mimari tarzında birçok çeşme, kütüphane, sivil mimari yapılar yapılmıştır.
Lale Devri’nin Son Buluşu ve Patrona Halil İsyanı
Tarihçiler arasında da ikiliklere yol açan dönem olan Lale Devri, devlet adamları tarafında daha çok zevk-ü sefa ve eğlence devri olarak geçmiştir. Osmanlı ve İran devleti arasında süren savaşlar sonrasında hazinede ki bunalım halkı etkilerken devlet adamları eğlencesine devam ederken halk içerisinde huzursuzluklar çıkmaya başlamıştır. Hoşnutsuzluk sonucunda başlarında Patrona Halil’in olduğu bir isyancı grup Damat İbrahim Paşa’yı öldürmüş ve III. Ahmet’i tahtından indirmiştir. Kağıthane bölgesindeki ve Boğaziçi’ndeki köşk ve kasırlar yakılmış, Lale bahçeleri tahrip edilmiştir. Bu isyanın sonucu olarak da 1730 yılında Lale Devri sona ermiştir.