Bilinircilik adıyla da bilinen Gnostisizm, Hristiyanlık din mensubuna sahip bir grup kendini bilgin zanneden insanların ileri sürdüğü bir düşünce biçimidir. Gnostikos (bilgili insan) kelimesinden türemiştir. Anlık algı veya düşüncelerle kesin bilgiyi elde edebileceklerini kabul eden bir grup din düşünürleridir. Geçmiş ve geleceğe dair hemen hemen her konuda bilgi sahibi olduklarına inanırlar. Kendilerini Yaratıcıdan daha bilgili ve daha üstün görürler.
Genelde sezgisel güçlerin baskınlığına inansalar da entel düşünceler de bünyelerinde mevcuttur. Kötülüğü ön planda tutarlar ve gerçek insanlığın ve gerçek sevginin ancak kötülük görerek ortaya çıkacağına inanırlar. Bedensel işlevler ruhsal yaşantıya göre onlar için pek de önemli değildir. Yapılan tüm hatalar onlara göre kesin ve doğrudur. Onlar için bilgi kavramı sonradan öğrenilmez doğarken insanın içinde var olmuştur.
HRİSTİYANLAR GNOSTİSİZM OLUŞUMUNU DESTEKLEMEZLER
Bilinircilik inançları, din kavramının kesin bilgiyi elde edebilmek için eksik kaldığını ileri sürmektedir. Dolayısıyla Hristiyanlar için normal karşılanmayan bir gözle bakılmaktadırlar. Hristiyanlar Bilinircilik oluşumunu desteklemezler. Çünkü Bilinircilik oluşumu, din dahil bütün bilinenleri kendi bilginliklerinden az ve yetersiz görürler. Bilinircilik, oluşum tarihi itibarıyla Hristiyanlık öncesine dayandığı gerekçesi dolayısıyla bilim insanları arasında çoğu kez yoğun eleştiriye maruz kalmıştır.
GNOSTİSİZM GÜNÜMÜZDE DE ETKİSİNİ GÖSTERİYOR
Bilinircilik oluşumu, M.S. birtakım felsefeciler tarafından Hristiyanlık ile Yunan felsefesinin görüşlerini bağdaştırıp pekiştirmek amaçlı birinci ve ikinci yüzyıllarda meydana getirilmiştir. Bazı dinlerin inanç ve ibadet biçiminde Bilinircilik oluşumu egemenlik kazanmıştır. Onlar için dünya bir savaş meydanı gibi de kabul edilebilir. Çünkü her yaşam neslini sürdürebilmek için başka bir yaşamın ömrünü çalmaktadır. Bu düşünce sistemi üzerinden yıllar geçmesine rağmen ortadan kaldırılamadığı gibi ölümden sonra tekrar dirilmeye destek vermektedir. Her ne kadar genel olarak kabul edilebilen bir görüş olmasa da günümüzde bu oluşum halen devam etmektedir.