Arı yetiştiriciliği, devlet tarafından da destelenen bir hayvancılık türüdür. Zira kurulum maliyeti oldukça az olmasına karşın marjinal faydasının en fazla olduğu ekonomik faaliyetler arasındadır. Gezginci arıcılık yöntemi sayesinde arıcılık dört mevsim yapılabilir ve böylelikle elde edilen kar daha da fazla artırılabilir. Ancak en çok faaliyet ve özen gösterilmesi gereken dönem ilkbahardır.
Zira arılar kış boyu çalışmıştır ve ilkbahar kovanın açılma dönemidir. Kışın arılar açısında ne şekilde geçtiği, kovanın içerisindeki bal miktarının ne kadar olduğu, ana arının kovanda bulunup bulunmadığı, işçi arıların sayısı ve durumu, yumurtlama durumu, kovanda herhangi bir sorun yahut hastalık olup olmadığı kontrol edilir. Kolonilerin soğuk ortamda bulunmaması daha fazla kar edebilmek için gereklidir. Zira koloni ne kadar üşürse arılar o kadar fazla bal yiyecektir. Aynı zamanda üşüyen kolonilerde hastalıklara uygun bir ortam da meydana gelmiş olur.
Arıcılık Neden Türkiye’de Fazlaca Yapılır?
Arıcılığın Türkiye’de fazlaca yapılmasının sebebi engebeli arazi yapısıdır. Arazinin engebesi ne kadar fazla olursa ve yükselti ne kadar kısa zamanda değişirse çiçek çeşitliliği de o kadar fazla olur. Arıcılıktan elde edilecek balın da kalitesi çiçek çeşidiyle doğru orantılı olarak artacaktır. Aynı zamanda oldukça karlı bir üretim olmasıyla birlikte elde edilen tek ürün de bal değildir.
Balın yanı sıra bal mumu, arı poleni, arı zehri, arı poleni ve propolis gibi hem tedavi edici etkisi olan hem de insan sağlığı için son derece faydalı ürünler de alınabilmektedir. Üreticiye sağladığı kar ile birlikte arılar doğal dengenin korunması açısından da son derece değerlidir. Ayçiçeğinin en çok yetiştiği Trakya’da arıların olmaması halinde Türkiye’nin yağ sıkıntısı yaşayacağı bilinmektedir.