Çevremizde klasik “Kıskanıyorsa seviyordur.” algısı mevcut fakat sevmenin kıskançlıkla uzaktan yakından alakası yoktur. Sevgi ve aşk denilen kavramlar karşıdakine karşı görüşü nasıl etkilemeli önce onu tartışalım. Birisine ilgi duyulduğunda ona karşı bir sevgimiz ve saygımız özellikle saygımız bulunduğunda o kişi hakkında söylenilenler veya gördüğünüz şeylerden önce karşıdakinin sözüne olan güvenimiz önemlidir.
Karşımızdaki insan eşimiz olsun veya olmasın onu seviyorsak o da bize karşı aynı duyguları yaşamaktaysa ne yaparsa, kime ne derse, nasıl giyinirse veya başkaları ona nasıl ilgi gösterirse göstersin o kişinin size ilgisi ve sevgisinde bir farklılık bulunmayacaktır. Bu yüzden karşıdakine gereksiz sıkmalara ona kendisine sanki size değer vermiyormuş gibi lanse etmek yanlış çünkü bu karşınızdakini psikolojik olarak etkiler.
Bu kıskançlıklara ve korkulara aşırı odaklanıldığı zaman korkuyla karşıdakine o enerjiyi gönderip olmayacak bir olayı bile karşıdakine empoze edebilirsiniz.
Peki kıskançlıklar ilişkiyi kötü etkileyip hatta yıprattığını bile bile neden hala kıskançlık hayatımızda söz konusudur?
Bunun bir çok sebebi olabilir ama bunların başlıca sebepleri karşıdakinin sevgisine olan güvensizlik veya kendimize olan özgüven eksikliğimizden kaynaklı olabilir. İnsanlar kendilerine güvenmedikleri takdirde “Neden benimle beraber?” “Benden daha iyi biri ilgi gösterse onu sever mi?” sorularını kendi kendilerine sormaya başlarlar ve bu da kıskançlığa kısıtlamalara yol açar. Bu durumu aşırı derecede yaşamaya başladığınız takdirde takıntıya hatta hastalığa dönüşebileceğini unutmamanız gerekir.
Şunu unutmayın ki sevdiğiniz kişiyi kısıtlamak onu dış dünyaya kapatmaya çalışmak sevgi değildir. Bunu eğer eşiniz tarafından siz yaşıyorsanız şunu hatırlayın bu sevgi değil bencilliktir. Eğer duygularınız karşılıklıysa iş hayatında dış dünya da ne yaşarsa yaşasın size olan sevgisi aynı şekilde devam edecektir ki zaten duygularınız karşılıklı değil ise uzatmaya gerek olmadığını erkenden fark edip ona göre hareket etmelisiniz.
